10 Mayıs 2011 Salı

Bitki Çaylarının Hazırlanması (türkcə)

Bitki Çayları nasıl hazırlanır


KEKİK:
Boğmaca, öksürük, bronşit ve mide rahatsızlıkları ile diş etleri tahrişlerinde ve ishale karşı kullanılır.
Hazırlanışı: Bir tatlı kaşığı kekik otunun üzerine çeyrek litre soğuk su dökülür. Kaynayıncaya kadar ateşte bırakılır ve hemen süzülür.
Bronşit ve öksürüğe karşı hafif bal ile karıştırılarak günde bir bardak sıcak olarak içilir.
Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına karşı ise sade olarak içilmelidir.
Kekik çayından günde bir bardaktan fazla içilmemelidir.
Boğaz ve diş etleri tahrişlerinde ise günde 1-2 kere gargara yapılması tavsiye edilir.
Bitki Çayları NANE:
Çayının mide ve bağırsak gazlarını, ishal, iç bulantısı ve kalp çarpıntılarını önleyici etkisi vardır. Ancak mide rahatsızlıkları olan kişilerin bu çayı dikkatlice kullanmaları gerekir.
Hazırlanışı: İki tatlı kaşığı kuru nane yaprağı üzerine çeyrek litre kaynar su dökülür, on dakika ağzı kapalı olarak bekletilir ve süzülür. Sade ve hafif limonlu olarak bir bardak içmek yeterlidir.
PAPATYA:
Çayı her türlü kramplara ve özellikle mide, bağırsak gazlarına karşı birebirdir. Boğaz ve burun rahatsızlıkları ile çeşitli iltihaplanmalarda da kullanılabilir.
Hazırlanışı: İki tatlı kaşığı papatya çiçeğinin üzerine çeyrek litre kaynar su dökülür.
Ağzı kapalı olarak on dakika bekletildiken sonra süzülür ve sıcak olarak içilir.
Diş eti ve bademcik iltihaplarına karşı papatya çayı ile günde 1-2 defa gargara yapmak iyi gelir.
REZENE:
Tohumundan yapılan çay, gaz ve kramp ağrılarında, mide ve bağırsak rahatsızlıklarında, öksürük ve soğuk algınlıklarında kullanılır. Özellikle süt çocuklarında gaz oluşmasını önler ve boğmacadaki etkisi güçlüdür.
Hazırlanışı: Bir tatlı kaşığı ezilmiş veya iki tatlı kaşığı bütün rezene tohumunun üzerine bir bardak kaynar su dökülür. Ağzı kapalı halde on dakika dinlendirildikten sonra süzülüp sıcak olarak içilir.
IHLAMUR ÇİÇEĞİ:
Çayı soğuk algınlığına ve öksürüğe karşı çok faydalıdır. Terletme özelliğine sahiptir.
Hazırlanışı: İki tatlı kaşığı ıhlamur çiçeği üstüne çeyrek litre kaynar su dökülür.
Ağzı kapalı olarak 10 dakika bekletilir ve süzülür. Günde en fazla üç bardak içilir.
Terlemek için dört kaşık ıhlamur çiçeğinden hazırlanacak çay daha etkili olacaktır.
Oğulotu Sinirsel rahatsızlıklar için mükemmel bir ilaç
Genellikle oğulotu veya melisa adlarıyla bilinen bu bitki, bazı bölgerimizde kovanotu ve limon nanesi diye de bilinmektedir. Genellikle Marmara (Bursa ve İstanbul), Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişen oğulotu, 30-80 santim boyunda, beyaz çiçekli, ince ve yumuşak yapraklı bir bitkidir. Limon gibi bir kokusu olduğu için bazı yörelerde “limon nanesi” diye adlandırılmaktadır. Yapraklarında; tanen, reçine ve uçucu bir yağ bulunmaktadır.
Oğulotu, özellikle sinirsel rahatsızlıklar için mükemmel bir şifa kaynağıdır. Yapraklarından yapılan çay; ruh ve sinir hastalıklarına, uykusuzluğa, melankoli ve histeri krizlerine, huzursuzluk ve sıkıntılara, başağrısı ve migrene birebirdir. Ayrıca hazım rahatsızlarında ve mide kramplarında, bağırsak gazlarının dışarı atılmasında çok faydalıdır. Oğulotu çayı kalbi kuvvetlendirir, başağrısını, kulak çınlamasını, kadınlarda aybaşı ağrılarını ve hafıza zayıflığını giderir.
Oğulotu (melisa) çayı şöyle yapılır: 4 bardak suya bir avuç taze veya kuru oğulotu (melisa) konur. 10-15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülüp serin bir yerde saklanır. Sabah-akşam birer fincan içilir, içerken, oğulotu çayı biraz balla tatlandırılabilir.
Rezene
Rezene yaz aylarında sarı çiçekler açan bir bitkidir. Kayalık ve kurak yerleri sever. Bir Avrupa bitkisi olan rezene Almanya, Fransa, İtalya, Balkanlar’da, ayrıca Kafkaslar ve Güney Asya’da da yetişir.
Yurdumuzda ise daha fazla Ege, Akdeniz ve Karadeniz kıyı kesimleri olmak üzere tüm bölgelerimizde yetiştirilir. Rezenenin meyveleri kullanılır. Bu meyveler oldukça kuvvetli aromatik kokulu, tadı hafif yakıcı ve tatlımsıdır.
Meyveler tamamen olgunlaştıktan sonra toplanır. Güneşte kurutulur ve ince değneklerle dövülerek umbella parçalarından ayrılarak alınır. Rezene kökleri ise topraktan söküldükten sonra suyla yıkanıp temizlenir, dilimlenerek güneşte kurutulur.
Yaprakları da yine güneşte kurutulmak suretiyle ilaç maddesi elde edilir.
Kurutulmuş rezene kökleri, yaprakları ve meyvaları suyla kaynatılıp, rezene çayı şeklinde ilaç olarak kullanıldığı gibi özellikle Ege yöremizde genç bitkilerin gövdeleri sebze olarak gıda şeklinde de tüketilir.
Avrupa mutfağında rezene, balık ile kullanılan bitkilerden biridir.
Rezene çok eski yıllardan beri sakinleştirici ve sancı giderici olarak kullanılıyor. Rezenenin tadı ve kokusu tükürük ve mide salgılarını artırır. Barsak gazlarının oluşmasını önler. Bilhassa süt çocuklarında bu etkisi için Avrupa ülkelerinde anasona tercih edilir. Rezene, sinirleri teskin eder ve uyku verir.
Bu etkiler anasonda olduğu gibi, Rezenenin süt çocuklarına çay olarak verilmesinin sebebidir.
Rezene, süt veren hanımlarda sütü artırır, idrar söktürür ve yaprakları yaraların iyileşmesini kolaylaştırır. Kalbi takviye ederek ritmini ayarlar. Ayrıca çocuk ishallerinde de faydalıdır. Çay şeklinde içilmesi hem sıvı tedarikini sağlar, hem de barsaklarda gaz oluşmasını engelleyip, barsak spazmını çözerek ishale bağlı ağrıları geçirir.
1 fincan kaynar suya 1 çay kaşığı rezene atılarak, 10 dk. demlenir. Büyükler bundan günde 3-4 fincan içebileceği gibi bebeklere çay kaşığı ile az az günde 1 fincan vermek uygundur. Diğer bir kullanım alanı da, arpacık gibi göz kapağı enfeksiyonlarında ılık pansuman yapmaktır.
Anne adayları! Bol su ve bitki çayı için
Sıcak ve bunaltıcı yaz günleri geldi çattı. Aşırı sıcaklarla birlikte; yaşlılar, çocuklar kalp ve tansiyon hastaları için zor günler de başladı. Sıcakların getirdiği sıkıntıyı çekenler sadece onlar değil tabii... Sıcak hava, özellikle hamileler için de daha bir bunaltıcı olabiliyor... Böyle günlerde anne adayları, daha da çok yorulur, kendilerini daha halsiz ve daha bitkin hissedebilirler.
Hamileler, yazın sıcağından en fazla etkilenen grupta yer alırlar. Bu yüzden, bunaltıcı sıcaklarda rahat bir hamilelik geçirebilmeleri için bazı noktalara dikkat etmeleri gerekir.
Öncelikle su, meyve suyu ve adaçayı, ıhlamur, papatya, nane, kekik gibi şifa kaynağı bitkilerle hazırlanan bitki çaylarından bol bol içmeleri gerekiyor.
Ayrıca fazla ağır olmayan yiyecekler tercih edilmelidir. Özellikle C vitamini yönünden zengin olan fasulye, bakla, taze soğan, sarımsak, börülce, bezelye, domates, maydanoz, biber, kırmızı lahana, pazı, kuşkonmaz, tereotu gibi yeşil sebzeler ve limon, portakal, karpuz, çilek, elma, muz gibi meyveler bolca tüketilmelidir.
Tuz alımı kısıtlanmalı ve yağlı yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
Ameliyattan önce bitki çayı içmeyin
Ameliyat olacak hastaların kullandıkları bitkisel ilaçları 3 hafta önceden bırakmaları gerektiği belirtildi. Ameliyat sırasında kanamayı artıran ve iç kanamalara neden olabilen sarmısak, ginkgo (Çin’den Amerika’ya götürülen bir süs ağacının meyvesi), ginseng’in (Çin’de ilaç yapımında çok kullanılan bir kök) yanı sıra efedrin, ecnihacea ve St John’s wort gibi bitkisel ilaçların kalp sistemi üzerinde de ciddi yan etkilere yol açabildiği kaydedildi.
Eşek kulağı
Beyaz veya menekşeye çalar renkte çiçekleri olan eşek kulağına halk arasında “kara kafes” ve “mayasılotu” da denir. Mart ile Temmuz ayları arasında toplanıp kurutulan eşek kulağı, müzmin ishali tedavi eder ve kısa sürede keser. Eşek kulağının diğer faydalarına gelince: Nefes darlığını giderir. Göğsü yumuşatır. Bronşite faydalıdır. Öksürüğü keser. Ağız ve boğaz iltihaplarını giderir.
Kekik
Türk mutfağında en çok kullanılan baharatlardan biri olan kekik, aynı zamanda çok faydalı ve şifalı bir bitkidir.
Kekik antiseptiktir yani, mikropları öldürür, bağırsak kurtlarını düşürür, kan dolaşımını hızlandırır, soğuk algınlığını iyi eder, idrar söktürür. Şeker hastalığına, denlenip çay gibi içildiğinde çok fayda verir, şekeri düşürür. Kekik suyu mide bulantısını geçirir. Akciğer ve göğüste soğuk algınlığının yol açtığı hastalıklara iyi gelir. Hanımların âdetini düzenler, saç dökülmesini önler, dökülen saçların yerine saç çıkarır. Kekik suyu ile yıkanan yüzün rengi açılır, cildi temizler. Kekik suyu ile gargara yapılırsa diş ağrılarını giderir.
Ömer otu
Rutubetli ormanlarda ve çalılıklarda yetişen ömer otunun boyu bazen 4-5 metreyi bulur. Yaprakları sıkılarak elde edilen su müsekkin olarak kullanılır. Bir kaşık içildiğinde sinirleri yatıştırır, uykusuzluğu giderir. Ayrıca iştah açar. Mesane rahatsızlıklarına çok iyi gelir. Merhemi çıbanların ve uzun süre kapanmayan yaraların tedavisinde kullanılır.
Dalak otu
Yer meşesi, kısa mahmut gibi isimlerle de bilinen dalak otu 10-30 cm. boyunda bir bitkidir. Haziran ile Eylül ayları arasında pembe veya beyaz renkli çiçekler açar. Yaprakları tüylüdür. Dalak otu; vücuda kuvvet verir, ateşi düşürür, idrar söktürür. Mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Kadınlarda aybaşı tutukluluğunu giderir. Öksürüğü keser.
Abdestbozan otu
Genellikle rutubetli yerlerde yetişen ve boyu, bazen 60-70 cm. kadar uzayan bir bitkidir. Haşlanarak suyu kullanılır. Şu rahatsızlıklara faydalıdır: Mideyi kuvvetlendirir. Mide yanmasını ve bağırsak gazlarını giderir. Ateşli rahatsızlıklarda, boğmaca öksürük gibi solunum yolu rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılır. Bademcik şişliklerini kısa sürede indirir. Lapası çıbanların üzerine konduğu zaman çabuk olgunlaşmasını ve iyileşmesini sağlar.
Dulavrat otu
Kök ve yapraklarından yararlanılan bu bitki, yol kenarlarında ve seyrek koruluklarda yetişir. Kökünden yapılan merhem, deri iltihaplarını kurutur. Egzama hastalığının tedavisinde kullanılır. Yaprakları haşlanıp içilirse mide iltihaplarını kurutur. Karaciğer hastalıklarına şifa verir.
Kurtayağı
Genellikle dağlık ve ormanlık yerlerde yetişen ve yaklaşık 1 metre boyunda olan bu bitkinin kurt ayağına benzeyen sarı başaklarından yararlanılır. Bu başaklardan “Kurtayağı tozu” diye adlandırılan ve hekimlikte kullanılan sarı bir toz elde edilir. Faydalarına gelince: Karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarını giderir. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Her türlü ağrıyı dindirir. Romatizmal ağrıları giderir. Sık sık tekrarlayan krampların giderilmesini sağlar.
Bugs Bunny ve Tweety’li çaylar
Doğadan Gıda Ürünleri, Türkiye’de ilk kez 1-14 yaş çocuklar ve gençler için 10 farklı vitaminli çay üretti. Ambalajında çizgi film kahramanları Bugns Bunny ve Tweety’nin resimleri yer alan 10 çeşit vitaminli çaylar, “Elma, Bamya Çiçeği, Böğürtlen Yaprağı, Kuşburnu, Portakal Kabuğu, Limon Kabuğu vb bitki ve meyve kurularını içeriyor.
Çocuklara özel meyveli çay
DOĞADAN Gıda Ürünleri Sanayi ve Pazarlama şirketi Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, 1-14 yaş çocuklara ve gençlere özel meyve çayları üretti. Çocuklar için ‘Bugs Bunny Elmalı’ ve ‘Tweety Çilek Aromalı’ ve karışık meyveli çay konseptinde piyasaya sürülen ürünler yaklaşık 10 farklı çeşit vitamin içeriyor. Firma tarafından yapılan açıklamada, halen piyasada rağbet gören Elma, Bamya Çiçeği, Böğürtlen Yaprağı, Kuşburnu, Portakal Kabuğu, Limon Kabuğu gibi bitki ve meyve çaylarında gerçek meyve kuruları içermekte olduğu, ürünlerde boyar madde kullanılmadığı ve kafein içermediği kaydedildi.
Viagra'ya rakip çay Mate
‘‘Arjantin'in ulusal içeceğidir mate. Tutkunları sokaklarda termoslarıyla gezinir. Buenos Aires'in tangoları, efsaneleri kadar ünlüdür eşsiz çayı. Bu çay Paraguay'da biten bir otun kaynatılmasıyla hazırlanır.Latince adı Ilex paraguayensis. Arjantin var olalı beri bilinir mate. Halk yerba mate yani mate otu diyor. Bu çay gümüş ya da tahta bir kapta uzun bir süre kalabiliyor. Bu kapları yanından hiç ayırmıyor Arjantinliler. Sokakta, işte nerede olursa olsun matelerini yudumlamaya bayılıyorlar. Matenin açlığı bastıran bir özelliği de var. Yoksul yerli halk ve köylüler mateyle avunmuşlar yıllar boyu. Gümüş kaplarda içmeseler de boş midelerini şenlendirme niyetiyle de olsa efendileriyle aynı keyfi paylaşmanın sevincini yaşamışlar...’’ diye yazmıştı Atlas Dergisi'nde Nedim Gürsel ve O'nun kaleminden öğrendim mate hakkındaki ilk bilgileri...

Geçen ekim ayında bir kongre için Mendoza kentine gittiğimde derhal mate istedim, yarım kiloluk hatıra bir paket ve özel kaplarından aldım. Tok tutması, zayıflamayı kolaylaştırması çok çekici bir özelliğiydi. Uruguay'dan meslektaşım İsabel sıkı, sıkı tembih etti: Önce havalandır, yıka, kurumaya bırak ve kabının yarısından fazlasını doldur mateyle. Sürekli sıcak su ekleyerek matenin keyfini çıkart. Aman su kaynar olmasın, tadı bozulur. Afrodizyak özelliğinden ise vallahi haberim yoktu.

YOKSUL ADAMIN VİAGRASI

Geçen pazar Observer gazetesinde yayınlanan bomba bir haber İngiliz erkeklerine ‘‘yeni yıl müjdesi’’ veriyordu. Matenin aynı zamanda cinsel uyarıcı olduğu iddia ediliyor, İngiltere'ye ithal edileceği açıklanıyordu. ‘‘Yakında geliyor: Yoksul adamın Viagrası’’ başlıklı haberin ayrıntılarını aynen paylaşıyorum sizlerle.

Milyonlarca Güney Amerikalı'nın tükettiği bitki çayı, cinsel uyarıcı olarak gelecek yıl pazarımızda baş köşede yerini alacak. Matede üretim fazlası olduğundan Arjantin hükümeti yeni pazar arayışında. Yılda 200 bin ton mate tüketilen Arjantin'de 1992'deki düzenlemenin ardından mate üretimi yüzde 70 artırıldı ve stoklar yığıldı. Mate yetiştiricilerinin gözü şimdi Avrupa'da. Londra'daki Arjantin Büyükelçiliği'nden Gustavo Martino, matenin zihni açtığını, sindirimi kolaylaştırdığını ve stres attırarak rahatlattığını vurguluyor.

Mateyi keşfedenler Kızılderililer. Kahve ve çaydaki gibi sinir sistemini uyaran kafein ve theophylline var bileşiminde. Tıpkı kakaodaki gibi kasları hareketlendiren theobromine içerdiğinden cinsel arzuları artırıyor. Bir firma, ‘‘bitkisel Viagra’’ diye pazarladığı matenin enerji verdiğini, stresi sıfırlayıp muhteşem saatler yaşattığını öne sürüyor. Üstelik Viagra gibi bir yan etkisi de yok. Romatizma ağrılarını da dindirdiği söyleniyor.

Mate kapları, genelde minik, balkabakları şeklinde, ağız kısmı gümüşle kaplı. Ucunda süzgeç olan, gümüş bir çubukla demleniyorsunuz. Tiryakiler için büyük kaplar da var. Matenin seremonisine gelince... Ev sahibi, kabının dörtte üçünü mateyle dolduruyor ve kaynamaya yakın sıcak su döküyor. Çaydanlık elden ele dolaşıyor ve mate sefası saatlerce, hatta gün boyunca sürüyor. Acı sevmeyenler şeker, bal, süt ekliyor. Aylaklığa yol açtığı gerekçesiyle Buenos Aires'deki bazı ofislerde tüketimi yasaklanmış.

Ortadoğu pazarlarında giderek şöhret olan mate Suriye'de sevilen bir içecek. ABD'deki bitki çayı raflarında seçkin bir yere sahip. Mate Latte adıyla ilaç yerine satılıyor, kakao ve bademle birlikte tüketiliyor. İngiltere'de şubat ayında Uluslararası Gıda Fuarı'nda Arjantinliler tam bir mate çıkartması planlıyor. İngilizler meşhur çaylarını bırakıp mateyi yeğlerler mi? İşte bu konu hayli tartışmalı. Sağlıklı yaşama, farklı tatlara meraklı olanlar severler bence...
Bitki çayları

Sabahleyin güne bir fincan bitki çayı içerek başlayın. Bitki çayları o kadar çeşitli ki damak zevkinize uygun bir tür bulmanız işten bile değil. Ünlü yıldız Meg Ryan, bitki çayları sayesinde güne gergin başlamaktan kurtulduğunu söylüyor.
Bitki çayları

Çaylar çeşitlendi. Artık evde demlenen siyah çayların yanısıra çeşitli meyvelerin, bitkilerin çayları da beğenilerek içiliyor. Ayrıca Ohio Üniversitesi'nden gelen bir habere göre, bu çaylar kanser riskini düşürüyor. İçerdikleri bazı maddeler, kanserle savaşta hayli faydalı. Bu çayları marketlerde bulmak mümkün
Çay da kalbin dostu

Boston'daki Harvard Medical School bilim adamları, çay içenlerin daha sağlıklı yaşadığını ortaya çıkardılar. Çay tiryakileri ile çay içmeyenler arasındaki kalp ataklarını (Angina pectoris) inceleyen bilim adamları, günde en az bir fincan çay içenlerde kalp atak riskinin yüzde 46 düştüğünü söylediler. Çayın içerdiği bitkisel maddenin kolesterolün oksidasyonunu engellediğini söyleyen bilim adamları, ‘‘Kalbin bir numaralı düşmanı olan kolesterol ancak okside olmuş haliyle damarlara yerleşiyor, onları daraltıyor ve kalbe oksijen gitmesini engelliyor’’ diyorlar.
Yeşil çay, Çin'de 4000 yıldır kullanılıyor. Bu çay çeşidinin sağlık için sayısız yararı var. Toksinleri atıyor, sakinleştiriyor, idrar söktürüyor... Botany, çay sevenler için yeşil çayı güzel bir paketle satışa sundu..
Sıcak çay deri kanserinden koruyor
ABD'de yapılan bir araştırma, sıcak çay tiryakilerinin öldürücü deri kanseri türü olan melanomadan korunduğunu ortaya koydu.  Biyolojik Tıp Merkezi uzmanları tarafından yapılan açıklamada, sıcak çayın içine turunçgillerden bir meyvenin kabuğunu atmakla, cilt kanseri riskinin daha da azaltılabileceği belirtildi.

ABD'de en fazla melanoma vakası görülen Arizona'da yarısı çeşitli türlerde deri kanseri olan 450 kişi üzerinde yapılan araştırmalarda, bu kişilerin çay tüketimi incelendi. Araştırmada, deri kanseri hastalarının çayı az tükettikleri belirlendi.  Çayı içine limon, portakal kabuğu atarak içme alışkanlığı bulunanlarda ise deri kanseri riskinin daha da azaldığı saptandı.
Bu çaylar ilaç gibi
Bitkisel çaylar hepimizin bildiği gibi hazımsızlık, stres, depresyon, uykusuzluk, yüksek tansiyon gibi bir çok rahatsızlığın giderilmesinde son derece yararlıdır. Aşağıda vereceğimiz bitkisel çaylar da; hem bugünlerde hem de kış aylarında sağlığımızın en iyi dostları olacaktır.
Nane: Yemeklerden sonra içeceğiniz bir fincan nane çayı, sindirim yolundaki adalelerinizi gevşetiyor. Bu çayın yatıştırıcı, serinletici, antiseptik ve spazm giderici gibi özellikleri de var. Başlıca bileşeni olan mentol, midedeki parazit ve virüsleri yok etmeye yarıyor.
Kuşburnu: Bu çay vücuda dirilik sağlıyor. Bazı uzmanlara göre; 100 gram kuşburnu bir sandık portakalla eşdeğerdir. Tanen, meyve asitleri ve C vitamini açısından son derece zengin içeriğiyle soğuk algınlığına karşı destekleyici tedavide kullanılıyor. Az da olsa A ve B vitaminleri içeriyor.
Ihlamur: İçeriğindeki müsilaj sayesinde göğüs yumuşatıcı olarak kullanılıyor. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında, özellikle öksürük ve soğuk algınlığında tedaviyi destekleyici olarak kullanılıyor. Ayrıca iştah açıyor, sindirimi düzenliyor, kanı temizliyor ve iltihapları gideriyor. Mide ve bağırsak gazlarını gidermekte de etkili. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlıyor.
Yeşil çay: Çok miktarda C vitamini içerir. Baş ağrısı, vücut ağrıları, hazımsızlık ve depresyona karşı destekleyici tedavi olarak kullanılıyor. Bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor. Toksinleri uzaklaştırıcı ve enerji verici özelliğe sahiptir. İçerdiği polifenollerin kanser riskini azalttığı da belirtiliyor. Kan basıncını azaltıcı özelliğiyle hipertansiyonda etki sağlıyor.
Papatya: İltihaplanmayı önlüyor, spazmı gideriyor ve yaraların iyileşmesini hızlandırıyor. Özellikle uyku bozukluklarında, 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder